Her Duygu Yaşanmak İçindir: Bastırmanın Bedeli
- Gizem Sonmez Gs
- 25 Haz
- 1 dakikada okunur

Yaşam, sadece neşe ve huzurdan ibaret değildir. Kızgınlık, kırgınlık, mutsuzluk, korku gibi duygular da yaşamın ayrılmaz parçalarıdır. Her biri, bize bir şey anlatmaya gelen birer içsel mesaj gibidir. Bu nedenle, sadece olumlu duygulara yer vermek değil, olumsuz duygulara da alan açmak; onları bastırmak yerine sağlıklı biçimde yaşamak büyük önem taşır.
Kızgınlığı bastırmak onu öfkeye, kırgınlığı bastırmak nefrete, mutsuzluğu bastırmak depresyona, korkuyu bastırmaksa panik atağa dönüştürebilir. Bu olumsuz duyguların kalıcı hale gelmesi, zamanla hem ruhsal hem de bedensel sağlığımızı tehdit eden bir süreci başlatabilir.
Bilimsel araştırmalar da bu görüşü destekliyor:
• Sürekli kırgınlık içinde olmak bağışıklık sistemini zayıflatarak kansere zemin hazırlayabilir.
• Kendini ya da başkalarını sürekli eleştirmek romatizmal hastalıklara
yol açabilir.
• Suçluluk duygusu kronik ağrılara neden olabilir.
• Korku ve gerginlik hali ise saç dökülmesinden mide ülserine kadar birçok fiziksel rahatsızlıkla ilişkilendirilir.
Bu nedenle, duyguları bastırmak yerine onların farkına varmak, kabul etmek ve yaşamak sağlığımız için hayati bir gerekliliktir. Kötü hissettirse bile, bu duyguların geçici olduğunu bilerek onlara alan açmalı; zamanı geldiğinde ise gitmelerine izin vermeliyiz. Aksi halde, bastırdığımız her duygu içimizde büyür ve başka bir bedel ödeterek geri döner.
Unutmayalım: Gerçek iyileşme, duyguları bastırmakla değil, onlarla dürüstçe yüzleşmekle mümkündür.
Comments