top of page

Harekete Geçememek Sandığın Kadar Karmaşık Değil

Son zamanlarda birçok kişinin dile getirdiği ortak bir problem var: atalet.

Yani harekete geçememe hali…

Bir şeyleri istiyoruz ama yapacak gücü kendimizde bulamıyoruz. Ya da kendimizi, haklı olduğumuza %100 emin olduğumuz bahanelerle ikna ediyoruz.


Örneğin, ders çalışmamız gerekiyor ama hemen aklımıza şu düşünce geliyor:

“Nasılsa daha vaktim var.”

Yeni bir kitaba başlamak istiyoruz ama bir ses şöyle fısıldıyor içimizde:

“Yarın okurum. Bugün güzel bir film var zaten. Hem erken kalkarsam, tüm günümü kitaba ayırırım.”


Bahane üretmekte ustayız. Ve bu bahaneleri o kadar güzel meşrulaştırıyoruz ki, bir noktadan sonra gerçekten inanıyoruz. Ama günümüzün en sinsi problemlerinden biri olan ataletten çıkmanın en önemli yollarından biri tam da burada devreye giriyor:


Farkındalık.


Bir süre durup kendimizi gözlemlemeliyiz. O bahaneleri, meşrulaştırma cümlelerini yeniden süzgeçten geçirmeliyiz.

Kendimize şunu sormalıyız:

“Bu gerçekten doğru mu, yoksa kaçtığım bir şey mi var?”


Eğer içten içe cevabınız “Evet, yine bahane uyduruyorum” ise, yapmanız gereken şey çok net:


“Bence doğru zaman, şu an. Ve ben bunu gerçekten yapabilirim.”


İlk adım belki biraz zor gelir. Ama emin olun, o adımı attığınızda gerisi tahmin ettiğinizden daha kolay akacaktır. Çünkü aslında hayat böyle değil mi?


İlk adımlar hep zordur.

– Yürümeyi öğrenirken attığımız o ilk adım,

– Yeni bir işe başladığımızda o kapıdan içeri girdiğimiz ilk an,

– Önemli bir kararı ailemize açıklarken aldığımız ilk nefes…


Hepsi zorlayıcıydı.

Ama geçti.

Ve çoğu zaman geriye dönüp baktığımızda, o günlere gülümsüyoruz.


Belki de şu an ulaşmak istediğiniz şey, hayalini kurduğunuz o “yeni başlangıç”, sadece bir adım ötede.

Ve o adımı atmadığınız her gün, sizi biraz daha uzaklaştırıyor.


Sevdiğim bir söz var:

“İstemediklerine hayır diyemezsen, istediklerine evet diyecek zamanın kalmaz.”


Çoğumuzun hayatında sık kullandığı bir kelime var: “zorundalık.”

Sürekli bir şeyleri yapmak zorundaymış gibi hissetmek, zamanla enerjimizi tüketiyor.

Ve en sonunda, kendi isteklerimize vakit kalmıyor.


İşte bu yüzden ataletle mücadele ederken farkındalığımızı artırmalı, bahanelerimizi sorgulamalı ve kendi hayatımıza sahip çıkmalıyız.


Çünkü hiçbir mucize, harekete geçmeden gerçekleşmez.

Ve o mucize, belki de sadece bir adım kadar uzağınızda…

 
 
 

Comments


bottom of page